SABIT INGILIZCE

Sabit İngilizce, İngilizce dilinde sıkça kullanılan temel kelime ve ifadelerden oluşan bir set olarak tanımlanabilir. Bu kelimeler, dil öğrenirken öğrenilmesi en önemli olanları ve genellikle herhangi bir konuda iletişim kurmak için yeterlidir. Sabit İngilizce, özellikle iş dünyasında ve turizm sektöründe yaygın olarak kullanılır. İnsanlar, yabancı bir ülkeye seyahat ettiklerinde, afişlerde, menülerde, haritalarda ve diğer yazılı materyallerde Sabit İngilizce kelimelerini ve ifadelerini sık sık görürler. Sabit İngilizce, sadece kelime dağarcığına odaklanır ve gramer yapısına pek önem vermez. Bu, öğrencilerin İngilizce öğrenirken kelime bilgisini geliştirmelerine yardımcı olurken aynı zamanda gramer konularına takılmalarının önüne geçer. Sabit İngilizce kelime ve ifadelerin çoğu, İngilizce'nin hemen hemen her dilde kavranabilir bir şekilde kullanılabilen parçalarıdır. Bu nedenle, İngilizce öğrenmek isteyenler için Sabit İngilizce, dil öğrenme yolculuğunun ilk adımlarında oldukça faydalı bir kaynak olabilir. Sonuç olarak, Sabit İngilizce, İngilizce diline yeni başlayanlar için oldukça önemli bir araçtır. Dil öğrenme sürecinde kelime bilgisini geliştirmeye yardımcı olur ve temel İngilizce ifadeleri öğrenmek için yararlı bir kaynaktır.

sabit bir oran veya ölçeğe göre borcu azaltmak: scale a debt f. Genel: sabit bir oran veya ölçeğe göre ücreti azaltmak: scale wages f. Genel: kürekleri suda sabit tutmak: hold water f. Genel: sabit bir durumda tutmak: embalm f. Genel (sabit olmayan bir konumdan) çıkarmak: unhang f. Genel: sabit hızla. bir sabit sermaye varlığını önce satıp sonra yeni alıcısından kiralama işlemi: user leaseback n. Trade/Economic: sabit masraf: unavoidable cost n. Trade/Economic: sabit değerler: slow assets n. Trade/Economic: sosyal sabit sermaye yatırımları: social overhead capital n. Trade/Economic: bir sabit kıymetin.

sabit mesnet: pedestal mount n. Construction: 2: Construction: sabit mesnet: pin support n. 3: Construction: sabit mesnet: pin connection n. 4: Construction: sabit mesnet: fixed support n. 5: Construction: sabit mesnet: fixed bearing n. sabit fikirli: bigot n. 3: General: sabit fikirli: hardheaded adj. 4: General: sabit fikirli: hidebound adj. 5: General: sabit fikirli: unreconstructed adj. 6: General: sabit fikirli: hard-core adj. 7: General: sabit fikirli: hardcore adj. 8: General: sabit fikirli: impenetrable adj. 9: General: sabit fikirli: impersuadable adj. General.

sabit, değişmeyen s. sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir. The situation had remained static for some months. steady adj adjective: Describes a noun or pronoun--for example, "a tall girl," "an interesting book," "a big house.". sabit, değişmeyen, değişmez s. Ray's steadfast belief in left-wing principles had never wavered. steady adj (physically) sağlam s. sallanmaz, oynamaz, sabit s. Tom checked the chair was steady, before standing on it. immobile adj (not moving) hareket etmeyen, hareketsiz s. sabit, durağan s. The car was immobile, sitting in the parking lot.